Tunus’ta diktatörlüğün aparatlarının uygulamalarına karşı Muhammed Buazizi'nin bedenini ateşe vermesi sonrası spontane başlayan küçük çaplı protestolar, yılların öfke birikimiyle kıvılcım tutup alevlenerek halk dalgasının patlamasına yol açarken, ülke ülke yayılan meydan okumalar Ortadoğu’daki çok sayıda ülkeyi altüst etti. Statükoları, denklemleri değiştirdi. Ayaklanma sonrası Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Suriye, Irak, İran, Türkiye’deki diplomasi, çatışma ve dış politika kararları birleşik kaplar, zincirleme reaksiyon gibi birbirini etkiledi. Dolayısıyla Suriye ve Rojava’daki gelişmeler bu zincirleme reaksiyondan bağımsız değildi. Ayaklanmalarla herkes yeniden pozisyon almaya, kartları yeniden karmaya, kozlarını sahaya sürerken etkili yeni ittifaklar geliştirmeye çalıştı. İsyan silsilesine Suriye Kürtleri de katıldı. Rojava doğdu. Toplumsal Sözleşme’deki adıyla Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi. Günün sonunda yüz yıllarca ateş çemberinden geçirilenlerin ateşten anılar biriktirenlerin, yani Kürtlerin isyanı Ortadoğu’nun çehresini değiştirdi. Tarihin hafızası, tarihin mirası özgür ortak yaşam formuyla yeniden biçimlendirildi. Karanlık zihniyetin hegemonyasını yırtıp coğrafyaya şafaklar açan Rojava Devrimi, bir nevi komünler ve meclislere dayalı, üniter olmayan, etnik ve inanç ayrımı yapmayan özgürlük sözleşmesi oldu. Kapitalizmin ürünü olan, tekçiliğin kuluçkasına dönüşen, tek ulus, tek dil dayatan “ulus devlet”in burçlarında önemli gedikler açan Rojava’ya odaklanacağız.
YAYINEVİ : VESTA
YAZAR: MEHMET ALİ ÇELEBİ
YAYINA HAZIRLAYAN: İSMAİL AKTAŞ
KAPAK TASARIM: DİLARA KILICKIRAN AKTAŞ
SAYFA : 552
BASIM : İSTANBUL/2025-1.BASKI